“Türkiye Benim İkinci Vatanım. Burada Hiç Sıkıntı Yaşamadım”

Afganistan İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanı Masooma Khawari ve eşi  Reza Khawari’yi vakfımızda ağırladık. Merkezimize teşrif eden Khawari çiftini, KASAM Başkanı Yusuf Cevahir’in önderliğinde Karadeniz Vakfı iş adamları ve akademik heyeti karşıladı.

Khawari çifti, Türkiye’de eğitim görmüş ve uzun yıllar ülkemizde yaşadıktan sonra Afganistan’a dönmüşlerdi. Afgan siyasetinde aktif rol oynayan Khawari çifti, Türk – Afgan ilişkilerinin geleceği, yatırımlar ve iki ülke arasında atılması gereken adımlara dair tespitlerini bizimle paylaştı.

Sn. Bakan Masooma Khawari, eşi Sn. Reza Khawari (solda) ve başkanımız Sn. Yusuf Cevahir ile birlikte tesislerimizi gezerken. (Mart 2021)

“Türkiye bize model ülke”

KASAM: Afganistan’da evlendikten sonra Türkiye’ye birlikte gelip burada eğitim aldınız. Sizin öğrenci olduğunuz Türkiye ile bugünkü Türkiye arasında çok önemli değişimler yaşandı. Bu değişimi nasıl yorumlarsınız?

Masooma Khawari: 2003’te Türkiye’ye gelmiştim. O günkü Türkiye ile bugünkü Türkiye çok farklı. Bölgesindeki ülkelere kıyasla standartları yüksek bir seviyeye geldi.

KASAM: Afganistan – Türkiye ilişkilerini nasıl görüyorsunuz?

Khawari: Afganistan açısından bakarsak, eskiden olduğu gibi Türkiye bize model ülke. Gerek siyasi, ekonomi ve yatırımlar açısından tablo böyledir. Afganistan’da son yirmi yılda bütün kanunlar değişti. Bütün yasaları biz Avrupa’dan ve Amerika’dan esinlenerek Afganistan’da uygulamaya çalıştık. Ama çok sıkıntılar yaşadık. Çünkü Afganistan ile Batı ülkeleri arasında çok büyük kültürel farklılıklar var. O yüzden o kanunların çoğu başarısız oldu.

KASAM: Kanun ve mevzuatları uygulamada yaşadığınız sıkıntılar nelerdi?

Khawari: Uygulaması zor oldu. İyi sonuçlar alamadık. Ne zaman ki Parlamento çalışıp bunları değiştire değiştire ülkenin sosyal altyapısına göre kanunlar çıkardı, o zaman bir neticeye vardık. Kanunları alacağımız yerin kültürel olarak Afganistan’a daha yakın bir yer olması gerektiği kanaatine vardık. Afganistan’da kanunlar bürokrasiye dönüşerek ağır işleyebiliyor. Bu yüzden, hangi kanun tür bürokrasiye yol açar, hangi bürokrasiyi hangi kanunla düzenlemek gerekir gibi sorulara bakmamız gerekiyor problemi çözerken.

KASAM: Afganistan’ın bu geçiş döneminde Batı’dan ithal kanunların işe yaramadığını gördünüz.

Khawari: Evet. Eskiden milletvekilliği de yaptığım için bu sıkıntıları bizzat gördüm ve yaşadım. Şimdi bir bakan olarak hükümetteyim ve aynı problemleri buradayken de görüyorum. Mesela kadına karşı şiddeti önleme kanunumuz vardı. Bu kanun yürürlüğe girmek için on yıl parlamentoda kaldı ve oy alamadı. Çünkü millet istemiyordu. Böyle bir kanun Avrupa veya Amerika’da işe yarayabilir ama Afganistan’da istenmedi.

KASAM: Biz de Türkiye’de İstanbul Sözleşmesini tartışıyoruz. Ne derece kültürümüze ve topluma uygun olup olmadığı tartışılıyor. Buna göre nasıl mevzuat geliştirebiliriz?

Khawari: Tam da bunu söyleyecektim. Afganistan Müslüman bir ülke ve buraya sunulan kanun tamamen kopyala yapıştır bir kanun olmuştu. Oradan alınan yasal mevzuatlar ülkemizin dinine ve kültürüne uymuyor. Mesela kızların evlenme yaşı veya kızların eğitim hakları ya da çocukluk ile gençlik yaş sınırı nedir gibi konularda anlaşmazlık yaşanıyor. Dinde bazı şeyler kesin değil ve yoruma açık ama bu getirilen kanunlarda kesinlik var. Bu hususta birçok tartışma oldu. Dışarıdan gelen kanunlara tepki oldu ve bu önemli mevzular on yıl çözülmeden bekledi. İki sene önce parlamentoda geçti. Zor olmasına rağmen bunu başardık. Mevzuatları olabildiğince basitleştirdik ve yeniden düzenledik.

KASAM: Kadın meselesinde bir çözüm nihayet kabul edilmiş. Savaş döneminde Afganistan’da çocuklar da bedel ödediler. Peki, çocukları koruma noktasında nasıl bir ortam var?

Khawari: Kadına karşı şiddeti önleyen bir kanun olduğu gibi bir de aile ve çocuk kanunumuz var. Bizim dönemimizde bunlar düzenlendi. Çocuğun tanımı yapıldı ve çocuk işçiler konuşuldu. Bu konular Afganistan’da çok tartışıldı. STK’larla birlikte ortak çalışmalar yaptık. Savaş boyunca ailesini kaybeden çok çocuk oldu. Bunların hem barınması hem de yaşamını idame etmesi için çalışması gerekliydi. Vakıf ve STK’lar zayıf olduğu için topluma uyum sağlamada zorluklar yaşanıyor.

Afganistan’daki Türkiye Mezunları: İki Ülke Arasında Daha İyi Köprü Olabilirler

KASAM: Afganistan’ın dış dünya ile ilişkilerini geliştirmek için çalışıyorsunuz. Uluslararası politika açısından Türkiye ile sosyal-ekonomik ilişkileri nasıl görüyorsunuz?

Khawari: Türkiye, Avrupa ile Asya’yı birbirine bağlayan bir yerde bulunuyor. Bulunduğu konum itibariyle önemli bir ülkedir. Ayrıca ekonomi, siyaset ve kültür açısından da model ülke. Özellikle dünyadaki son büyük olaylar yaşanırken dönüp dolaşıp Türkiye’ye geliyoruz. Türk ve Afgan milletleri arasındaki ilişkilerin tarihi ve kültürel geçmişi var. Afganistan’da Türkiye’ye iyi gözle bakılıyor. Ama ülkeler arasındaki ilişkiler şu ankinden daha iyi olabilirdi. Daha iyi olması için gerek siyasi gerekse ticari faaliyetleri artırmamız gerekiyor.

KASAM: Türkiye’nin Afganistan’da yatırım yapabileceği ve Afganistan’a katkı sağlayabileceği alanlar nerelerdir?

Khawari: Türkiye için Afganistan’da çok iyi çalışma yapılacak alanlar var. Türk malı veya Türkiye’den gelen bir iş hem markalı ve hem de kaliteli görülmektedir. Afganistan’da sadece Türk ismi bile markadır. Ama bu ilişkileri daha iyi noktaya taşımak gerekiyor.

Yılda üç yüzün üzerinde burslu resmi öğrenci Afganistan’dan Türkiye’ye geliyor. Burada okuyorlar ve bu iki ülkenin yakınlaşmasında rol oynamaktadır. Mesela bu üç yüz öğrenciden ellisi Afganistan’da iyi mevkilere geliyor. İki ülkenin yöneticileri ve siyasileri bunu daha iyi noktaya taşımalıdır. Ben Türkiye’ye gelmeden önce başka ülkelerde de yaşadım. Türkiye’de ise sekiz yıl yaşadım. En rahat burada yaşadım. Başka ülkelerde yabancılık hissettim. Türkiye benim için ikinci vatan ve burada kültürel açıdan da bir sıkıntı yaşamadım.

Rıza Bey: 11 Eylül’den sonra Afganistan’da bir hükümet kuruldu. Öncesinde de Türkiye’nin Afganistan halkı üzerinde emeği var. Türkiye’ye bir sürü mülteci, resmi ve gayri resmî öğrenciler geldi. Biz kendi tecrübemizden bahsedelim: Bakan Hanım’ın dediği gibi ismini söylemeyelim başka ülkelerde de yaşadık. Ama oralarda gerçekten farklı davranıldı bize. Öteki nefretini hissettik. Türkiye’ye geldiğimizde buna alışarak gelmiştik, biz yabancıyız nereye gidersek hor görürler diye düşünerek gelmiştik. Buraya geldiğimizde sevgi gördük, saygı gördük, sanki farklı bir dünyaya gelmiş gibi olduk. Tabii her ülkede iyi ve kötü insanlar var ama biz Türkiye’de hiç kötülük görmedik.

KASAM: Mesela siz iki ülke arasında girişimde bulundunuz mu?

Rıza Bey: Biz tamamen kendi çabalarımızla, Türkiye ile ilişkileri geliştirmek istedik. Bir mevkiye geldik ve şimdi Türkiye ile çalışmak istiyoruz. Ama Türkiye tarafından belirlenmiş ve kabul edilmiş sistematik bir tablo yok maalesef. Biz bunu yıllardır dile getiriyoruz. Türkiye istismarcı bir ülke değil. Ama iyi anlamda da maalesef bunlar takip edilmiyor. Oysa Afganistan’da herkes Türkiye’yi seviyor, hatta Taliban bile.

KASAM: Türkiye ile Afganistan arasındaki muhabbet ticari rakamlara da yansıyor mu?

Rıza Bey: Son on senede gelişmeler var ama olması gereken seviyede değil henüz.

Dünya Bankası, Asya Bankası, İslam Bankası veya Amerika’nın fonladığı projelerden söz edebiliriz. Yabancı yatırımcılar güvenlik sebebiyle hemen gelmiyor. Avrupa ve Amerikalı yatırımcılar var. Pek çok Türk firma da Afganistan’da yollar ve barajlar gibi farklı projeler yaptı.

KASAM: Sizi ailece merkezimizde misafir etmekten çok memnun olduk. İki ülke arasındaki girişimlerinizi ümitle takip ediyoruz. Vaktiniz için teşekkür ederiz.

Khawari: Ben de merkezinizi ve çalışmalarınızı takdirle karşıladım. Kurumunuzu ziyaret etmekten memnuniyet duydum.

spot_img

Yazılarımız ve gelişmelerden haberdar olmak için mail bültenimize abone olun.