TÜRK SAVUNMA SANAYİİ FUARI: IDEF ve TÜRKİYE’NİN SİLAHLI TEKNOLOJİ İMAJI

25 – 28 Temmuz 2023 tarihlerinde İstanbul’da düzenlenecek olan IDEF’23 Fuarı’na 60’ın üzerinde Çinli şirketin katılacağı açıklandı. Türk savunma sanayinin vitrini olan IDEF (Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı) onlarca ülkeden ziyaretçi ve şirket ağırlamaya hazırlanırken geçen yılki fuarı gezen KASAM’ın genç araştırmacıları yerli silahlı sanayinin gelişimini değerlendirdi.

Ahmet Gemici & Fırat Semih Avşar

Gelişen teknoloji ile artan talebe daha iyi karşılık verebilmek için gelecekteki savaş uçaklarının yapay zekaya bağlı insansız olacağını görmekteyiz. Türkiye’nin de askeri sanayinin bu alanında kendini hızla geliştirdiğini ve dünyada ses getirdiğini görüyoruz. Günümüzde yeni savaşlar savunma sanayisinin önemini arttırırken yeni bir çağın da başlangıcına zemin hazırlıyor.

Türkiye iki yıl arayla bölgenin en büyük savunma sanayii fuarlarından biri olan IDEF’i düzenlerken onunla aynı tarihlerde Yunanistan da kendisinin organize ettiği farklı bir oluşum olan DEFEA’yı düzenledi. Bu iki fuar arasında nasıl bir diyalog olduğu ve nasıl bir ortamda gerçekleştikleri elbette önem arz ediyor ve ayrıca araştırılması gereken bir konu olarak karşımıza çıkıyor.

Son dönemlerde dünya genelinde ekonomik, siyasal ve biyolojik savaşların yanı sıra silahlı savaşların devam etmesi ülkeleri zor durumlara sürüklüyor. Ülkeler, korona virüs salgını ile mücadelesini sürdürürken aynı zamanda enflasyon ile de mücadele ettiler. Ukrayna-Rusya krizi buna eklenmiş oldu. Bu savaş krizinde de görüldüğü üzere her ülkenin imkanları ve çevre şartları ne olursa olsun savunma sanayiine verilen önem hayatidir.

Türkiye, son dönemin savaş krizinde BAYKAR’ın ürettiği insansız hava araçları ile adeta dünya siyasetinde gündeme oturdu. Ukrayna’ya satılan Bayraktar isimli insansız hava araçları Türkiye’nin gelişmekte olan savunma sanayiindeki gücünü göstermiş oldu.

IDEF (Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı), İstanbul 2022.

Geçtiğimiz yıl Karadeniz Vakfı Genel Başkanı Yusuf Cevahir’in Savunma Sanayi Fuarı gezisine eşlik etmiştik. Kendisinin tecrübeleri ve görüşleri sonradan bu yazıyı kaleme alırken bizim de referansımız olmuştur.

Yusuf Cevahir & Semih Fırat Avşar

İktidar ve Muhalefet Arasında Bir Savunma Sanayisi

Türkiye pek çok ülkeye kıyasla kısa sürede büyük projeler gerçekleştirdi. İHA/SİHA, Altay, Milli Muharip Uçak, Atak gibi projeler en bilinen örnekler oldu. “Güçlü Türkiye”nin savunma sanayiinde geliştirdiği bu projelerle milli teknolojiler sayesinde savunmada dışa bağımlılık azalıyor. Dünyanın seçkin orduları arasında yer alan TSK, İHA/SİHA teknolojisiyle göz kamaştıran BAYKAR ekibi ve diğer savunma firmalarından istifade ediyor. TSK’yı güçlendiren bu çalışmalar dünya çapında dikkat çekiyor. 2021’de dünyanın en güçlü orduları sıralamasında 13. olarak görünen TSK, 2022 yılında 11. sırada gösterildi.

TEKNOFEST 2023, İstanbul.

Yerli projelerin Türkiye’ye içeride ve dışarıda güven kazandırdığını görüyoruz. Yeni nesil gençliğin bu alandaki yeteneklerini sergileyerek bu kalkınmaya katılabileceği ortam olan TEKNOFEST yarışmaları Türkiye’nin  geleceği ve gençleri için umut verici görünüyor.

Savunma sanayii araştırmacılarına göre;

“Savunma sanayiinde kullanılan makine ve silahların kaliteli ve performanslarının yüksek olması gerektiğinden dolayı ileri teknolojilerin kullanılması önem arz etmektedir. Diğer alandaki girişimciler, kâr maksimizasyonunu amaçlayıp, kâr getirecek alanlarda AR-GE uygulamalarına önem gösterirler. Ancak savunma sanayiinde üretim yapacak girişimcinin ön plana aldığı konu, savunma hizmetlerinde gereken görevlerin yerine getirilmesini sağlayabilecek olan makine ve silahların üretilmesi ve ürünlerin istenilen özelliklere sahip olmasıdır. (Temiz, 2012-2). Milli geliri harcama yönünden hesaplarken devlet harcaması olan savunma harcamalarının da dikkate alınması gerekmektedir. Harcamaların toplam talebi oluşturan bir unsur olarak ele alındığında milli gelir üzerinde çarpan etkisi yaratacağı açıktır. (Ulusoy, 2017-97).” (Baran,2018)

TEKNOFEST 2023, İstanbul.

Türkiye’de savunma sanayiinin biraz da farklı işlediğini görmekteyiz. Türkiye’de iktidar, savunma sanayii alanına büyük yatırımlar yapmaktadır. Baykar, ASELSAN ve Tusaş gibi birçok kurum aslında buna benzeyen büyük yatırımlarla savunma sanayii alanımızı güçlendirmeye çalışıyor. Ancak muhalefet ile iktidarın aynı kararda olmadığı dikkat çekiyor. Muhalefet, farklı sektör arayışlarına farklı yatırımların yapılmak istenmesi gibi savunma sanayiinde de farklı bir yapılanma olabileceğini savunuyor.

Türk Savunma Sanayiinin Geçmişi

Dünyada savunma sanayi harcamaları özelinde Türkiye kendine büyük bir yer edinmiş durumda. Türkiye savunma sanayide ilk on beşte yer almayı kendine hedef belirlemiştir. Devletlerin temel hedeflerinden biri, ulusun bütünlüğüyle ülkenin bütünlüğünü ve güvenliğini sağlanmasıdır ki Türkiye Cumhuriyeti bunu sağlamak için 1980’lerden itibaren hem milli savunma alanında hem de milli istihbarat alanında kendini geliştirebileceği belli alanlar oluşturmaya başladı. Ayrıca araştırma ve geliştirme çalışmalarını savunma sanayii alanında destekledi. Uzun süren çalışmalar neticesinde nihayet büyük projeler ortaya çıkmış oldu. Savunma sanayi alanında sektörünün ithalat ihracat ve toplam ciro rakamlarıyla alınan siparişleri incelediğimizde Türkiye’nin büyük bir pazara kapı açtığını ve büyük bir pazardan da yararlandığını görmekteyiz.

Türk savunma sanayisi kara, hava ve deniz ortamlarında çalışabilen yüksek teknoloji ürünleri ortaya çıkarmanın yanı sıra bunların çoğunu hem devlet hem de özel sektörle paylaşarak ilerliyor. Yerli savunma sanayiinin temeli yakın tarihte yaşanan gelişmelerle atılmıştı. 1923 ve 1950 döneminde askeri fabrikaların düşünülmesi, 1950’ler ve 60’lardaki (İkinci Dünya Savaşı sonrası) NATO ayrıcalıklı bir ülkeye dönüşmesi, 1960 ve 70 yılları arasında ulusal savunma sanayiindeki ihtiyacının artması ve Kıbrıs Harekatı’na doğru giden gelişmeler, 70’ler ve 80’lerde milli savunma sanayiinin kurulma hamlelerinin girişimi ve nihayet ASELSAN’ın 1975’te kurulması bugünkü çalışmaların altyapısı olmuştu.

ASELSAN

1980-1985 yıllarında TSK’nın modernizasyonu başlamış, savunma sanayii müsteşarlığı kurulmuştur. 1985’ten günümüze ise teknolojik yapısı uzmanlık alanında geliştirilmeye başlanmış, böylece TÜBİTAK gibi büyük kurumlar araştırma geliştirme alanında faaliyete teşvik edilmiştir. Buralarda oluşan uzmanlıklarla beraber artık Türkiye’de yerli ürünlerin imalatı küçük ve yan sektörlerin de güçlendirilebildiği bir yapı oluşturulmuştur. Savunma sanayii, hem milli çıkarların korunması hem de insan haklarının savunulması yolunda büyük bir önem arz etmektedir.

Kaynakça

Baran, T. (2018). “Türkiye’de Savunma Sanayi Sektörünün İncelenmesi ve Savunma Harcamalarının Ekonomi Üzerindeki Etkilerinin Değerlendirilmesi”, Uluslararası İktisadi ve İdari bilimler Dergisi, 4 (2), 58-81 .

Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı, https://www.tskgv.org.tr/hakkimizda/,Erişim tarihi: 13.04.2018.Türkiye İstatistik Kurumu, Yıllık Hesaplar, tuik gsmhhttp://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?alt_id=1108, Erişim tarihi: 06.05.2018.Ulusoy, A. (2017), Maliye Politikası, s.97, Kocaeli.

Savunma        Sanayi          Müsteşarlığı      2017         Yıllık         Faaliyet Raporu, https://www.ssm.gov.tr/Images/Uploads/MyContents/V_20180301150913377290.pdf Erişim tarihi:13.04.2018.

spot_img

Yazılarımız ve gelişmelerden haberdar olmak için mail bültenimize abone olun.