Trabzon’da Rumların Ödediği Cizye Miktarı ve Altın Fiyatları (1836): Ayvasil, Eksotha ve Frenk Hisar Mahalleleri

Mustafa Koç*

Trabzon altın hasırlarıyla meşhurdur. Bir dönem burada yaşayan gayrimüslimlerin ödediği vergiler ve fiyatlar da arşivlerimizde kayıtlıdır. Doğu Karadeniz’in tarihini arşiv dosyalarından araştıran Mustafa Koç, 19. yüzyılda Trabzon’daki Rumların ödediği cizye (vergi) miktarını ve dönemin altın fiyatlarını listeledi.

Halk arasında haraç veya baş vergisi olarak bilinen cizye,[1] İslam literatüründe tebaadan olan gayrimüslimlerin harbî olanlardan (yani yurtdışından gelen gayrimüslimlerden) ayrı tutulmalarına, can ve mal güvenliğine kavuşturulmalarına karşılık[2] ödeme kudretine sahip, bedence ve zihince sağlam erkeklerden alınan[3] kolektif verginin adıdır.[4] Bu kolektif verginin belirlenmesi şer’î kaidelere göre hükümdarın sorumluluğudur.[5]

İslam hukukunu temel kabul eden ve ideolojik meşruiyetini bunun üzerine kuran Osmanlı İmparatorluğunda[6] XVII. yüzyılın sonlarında cizye vergisi konusunda bir takım ıslahatlar yapılmış, cizye mükellefleri alâ, evsat ve edna olarak tasnif edilmiştir.[7]

Alâ sınıfa girenlere gani veya zahîr’ül-gına muksîr; evsat sınıfa girenlere mutavassıtü’l-hal; edna sınıfa girenlere de fâkir-i mu’temel veya fâkir-i kâsib denirdi.[8]

19.yüzyıl Trabzon nüfus defterlerinden bir sayfa.

Devletin gelirleri arasında mühim bir meblağı teşkil eden[9] cizye vergisinin alınma zamanı bazı kanunnâmelerde nevruz, bazılarında kasım, bazılarında ise yarısı nevruzda diğer yarısı kasımda olmak üzere iki taksitle tahsil edildiği yazar.[10]

Cizyenin miktarı Fıkıh hükümlerine uydurulmaya çalışılsa da vergi miktarı dönemin para birimi ve değerine göre değişikliklere uğramıştır.[11]

1836 Trabzon kayıtlarına göre şehrin on mahallesinde Rum tebaa yaşamaktadır. Bu mahallelerde toplam 1.512 erkek (Ayvasil 152, Eksotha 153, Frenk hisarı 132 olmak üzere) nüfus kayıtlarına işlenmiştir.

Trabzon merkezde Rumların dini ve eğitim kurumlarına ait binalar.

Mevcut nüfusun %34.65’i çocuktur. Yetişkin nüfusun %30.68’i yüksek, %22’si orta ve %10.25’i düşük gelir grubuna mensuptur.[12] Ayrıca Ayvasil ve Eksotha’da 4 kişi, Frenk Hisar’da ise 8 kişi cizyeden muaf tutulmuştur.

Halil İnalcık 1834’te cizye miktarının alâ için 90, evsat 60, ednâ için ise 15 kuruş olduğunu söylemektedir.[13] Bu oranla hesaplandığında Ayvasil, Eksotha ve Frenk Hisar’da Rumlara ait cizye verileri aşağıdaki gibidir.[14]

Mahalle Alâ Evsat Ednâ
Mükellef Esedî krş. Mükellef Esedî krş. Mükellef Esedî krş.
Ayvasil 53 3180 28 840 19 285
Eksotha 47 2820 32 960 19 285
Frenk hisar 40 2400 24 720 6 90

 

Cizye bedellerinin neyi ifade ettiğini daha iyi anlayabilmek için dönemin alım gücünü bilmek gerekir. Örneğin Ocak 1830’da Trabzon’da nân-ı ʽaziz-i hâs (ekmek) 22, kâhî çörek 60, simit 26, peynir 47, süzme yoğurt 24, kadayıf 30 paradır.

Temmuz 1831’de ise fiyatlarda çeşitli değişiklikler yaşanmış; ekmek 24, çörek 70, simit 32, peynir 36, yoğurt 20, kadayıf 32 para olarak Şer῾iyye Siciline kaydedilmiştir.[15] Özellikle süt ürünlerinin düşük fiyat seyri doğrudan hayvancılık veya bireylerin tüketim alışkanlıkları hakkında veriler sunmasa da farklı bir araştırma konusu olarak oldukça düşündürücüdür.

Örneklendirmeye devam edecek olursak 1834’te piyasadaki altın fiyatları şöyleydi:

Yaldız ve Macar altını 44.5 kuruş,

Atik Rumi altının beheri 59 kuruş,

Cedid Rumi altının beheri 49 kuruş,

Fındık ve İstanbul tamı ve rubiyesinin beher dirhemi 33 kuruş,

İspanya altınının beheri 36.5 kuruş,

Mısır altınının beher dirhemi 28,

Atik Adliye altınının beheri 17 kuruş,

Cedid Adliye altınının beheri 60 kuruş 10 para,

Hayriye altınının beheri 20 kuruş 10 para idi.[16]

Buradan yola çıkarak alâ statüsündeki bir Rum’un cizye bedeli 1834’te 3 Hayriye altınına denk geliyordu.[17]

 

Mustafa Koç (Doktora Öğrencisi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Bölümü) mustafa_koc@yahoo.com; ORCID 0000-0001-6441-6273.

 

Dipnotlar

[1]Yavuz Ercan, “Osmanlı İmparatorluğu’nda Gayrimüslimlerin Ödedikleri Vergiler ve Bu Vergilerin Doğurduğu Sosyal Sonuçlar”, Belleten, LV/213, 1991, s. 562.

[2]Mehmet Erkal, “Cizye”, DİA, c. 8, İstanbul: Diyanet Vakfı Yayınları, 1993, s. 42.

[3] “Kadın ve çocuklar ile ihtiyar erkekler harp etmekle mükellef olmadıkları için cizyeden muaf tutulmuşlardır. Körler ile sakat ve mâlûl olanlardan ancak servet sahipleri mükellefti. Rahipler fakir iseler muaf tutulmuş; ancak mensup oldukları manastır zengin ise onların vergilerini reisleri ödemeye mecbur kılınmıştır.” C. H. Becker, “Cizye”, MEB İslam Ansiklopedisi, c. 3,  Eskişehir: MEB Basımevi, 1997, s. 200. ; “İslam hukukunda vergileri yalnızca erkekler ödemekle mükelleftir. Kadın, yaşlı ve çocuklar İslam’ın himayesini temin etmişlerdir.” Boris Christoff Nedkoff, “Osmanlı İmparatorluğu’nda Cizye (Baş Vergisi), çev. Şinasi Altundağ, Belleten, VIII/32, 1944, ss.611-613.

[4]Becker, “Cizye”, s. 200.

[5] Halil İnalcık, “Osmanlılar’da Cizye”, DİA, c. 8, İstanbul: Diyanet Vakfı Yayınları, 1993, s. 46.

[6] Özel, “Avarız ve Cizye Defterleri”, s. 37.

[7] Mehmet Ali Ünal, Osmanlı Müesseseleri Tarihi, Isparta 1997, s. 153.

[8] Ercan, “Osmanlı İmparatorluğu’nda Gayrimüslimlerin Ödedikleri Vergiler ve Bu Vergilerin Doğurduğu Sosyal Sonuçlar”, s. 373.

[9] Ünal, Osmanlı Müesseseleri Tarihi, s. 153.

[10] Neşet Çağatay, “Osmanlı İmparatorluğunda Reayadan Alınan Vergi ve Resimler”,  AÜDTCF Dergisi, c. 5, sy. 5, 1947, s. 495.

[11] Ercan, “Osmanlı İmparatorluğu’nda Gayrimüslimlerin Ödedikleri Vergiler ve Bu Vergilerin Doğurduğu Sosyal Sonuçlar”, s. 373.

[12] Nedim İpek, “Trabzon Rumları”, Karadeniz İncelemeleri Dergisi, c. 16, sy. 32, Bahar 2022, s. 400.

[13] İnalcık, “Osmanlılar’da Cizye”, s. 47.

[14] BOA, NFS.d., 1152, 29 Zilhicce 1251 (16 Nisan 1836).

[15] Necmi Bulakçıbaşı “H.1245-1247 (1830-1832) Tarihli 1960 Numaralı Trabzon Şer῾iyye Sicilinin Transkribi ve Değerlendirilmesi”, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 2018 ss. 484-491. ; Ayşegül Şahiner, “1964/150 No’lu Trabzon Şer’iyye Sicili’nin Transkripsiyonu ve Tahlili”, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 2007, s. 216. ; “Osmanlılarda gıda maddelerine mevsimlik narhlar koyulmaktaydı. Ekmek, et, süt ve mamullerinin yaz ve kış aylarındaki fiyatları farklı idi.”  Mübahat S. Kütükoğlu, “Narh”, DİA, c. 32, İstanbul: Diyanet Vakfı Yayınları, 2006, s. 390. ; “Narh 1789’dan 1850’ye kadar Osmanlı kentsel yaşamının düzenli bir parçası idi.” Şevket Pamuk, “Prices in the Ottoman Empire 1469-1914”, Int. J. Middle East Stud. 36, 2004, s. 453.

[16]Takvim-i Vekayi, 25 Zilhicce 1249 (5 Mayıs 1834).

[17] “1808 ile 1844 yılları arasında kuruş gümüş içeriğinin %83’ünü kaybetmiş, bu durum fiyat artışını tetiklemiştir.” Şevket Pamuk, Osmanlı Ekonomisi ve Kurumları, çev. Gökhan Aksay, İstanbul: Türkiye İş Bankası Yayınları,  2014, s. 124.

spot_img

Yazılarımız ve gelişmelerden haberdar olmak için mail bültenimize abone olun.