RUS KAYNAKLARINDA FİLİSTİN: KUDÜS ÇALIŞMALARI VE “RUS FİLİSTİNİ”

Süleyman Ramazanov

Rusya’nın yüzlerce senelik Akdeniz hayali siyasi olduğu kadar dini bir damara da sahiptir. Türkler asırlarca Rusların Akdeniz’e inişini önlese de Ruslar bir şekilde Kudüs ile irtibat kurup kiliseler üzerinden bölgeye tutundular. Böyle bir tarihten günümüze uzanan “Rus Filistini” elbette araştırmaya değer bir alan. Rusça birincil kaynakları inceleyen doktora araştırmacısı Süleyman Ramazanov, Rus arşivlerine dair dikkate şayan bir literatür taraması sunuyor.

Kudüs, Rusya’da dini ve siyasi önemi nedeniyle yeteri kadar ilgiye mazhar olmuştur. Bir araştırmacı için Rus kroniklerinde ve arşivlerinde Kudüs’ün Rusya açısından ne ifade ettiğine dair izlenimler elde etmek mümkündür. Kudüs üzerine yapılan çalışmaların gelişimini üç aşamada inceleyebiliriz:

  1. 19.yüzyılla başlayan ilk safha,
  2. 1917 İngiliz işgalinden 1980’lere kadarki ikinci aşama,
  3. 1980’lerin sonundan bu yana son aşama.

Rusların Kilisesi ve Kudüs’e Uzanma Çabaları

Rusça’da Kudüs üzerine yapılan çalışmalar birbirinden farklılık arz eder. 19. yüzyıl çalışmaları, Ortodoks Doğu’yu ziyaret edip Rus toplumunu tanıtan yazarların ve tarihçilerin eserlerini içerir. 1917’den 1980’lerin sonuna kadar süren ikinci araştırma döneminde Rus kaynaklarının Kırım Savaşı öncesine odaklanması dikkat çekicidir. 1980’lerin sonundan bu yana ortaya konan çalışmalarda ise Ortadoğu’daki kilise ve kilise-politik Rus varlığı üzerine eserler ortaya çıkmıştır. Rusya’da büyük ilgi gören Filistin ve Kudüs’e dair Rus tarihçilerin araştırmalarından bazılarının isimlerini görelim; bu kaynakların nerelerde bulunduğuna bakalım.

Modern küreselleşme yaşanırken medeniyetler arası temaslar ve çatışmalar oluştu. Etno-kültürel ve mezhepler ortamında Rus varlığının incelenmesi de giderek daha önemli hale geldi. Bu özellikle Rusya’nın Doğu Patrikhaneleri ile kiliseler arası ilişkilerinin tarihi için geçerlidir ve bugün Rusya’nın Kutsal Topraklar ve Ortadoğu’daki kilise politikasının oluşumunun temelidir.

Ruslar tarafından Salim ve Yerusalim (Салим и Иерусалим) olarak isimlendirilen,[1] tarih boyunca birçok devletin hâkimiyeti altına giren Kudüs için Rusların gereken önemi gösterdiğine şüphe yoktur. Bu önemi Rus Hükümeti ile Kudüs Patrikleri arasındaki ilişkilerde anlamak mümkündür.

Kudüs’e verilen önem Rus çarlarının Kudüs Patrikleri ile olan ilişkilerinde de görülmüştür. III. (Büyük) İvan (1462-1505) ve IV. (Korkunç) İvan (1533- 1547) zamanından itibaren her yıl Moskova’ya Kudüs, Antakya, İskenderiye, Sina ve Athos’tan büyükelçilikler “sadaka” için gelirdi. 1589’da Rus Patrikhanesi’nin kurulmasıyla Moskova’nın Doğu’da Ortodoksluğa güçlü bir müttefik ve destek bulma hedefi gelişmiş; bu hedef Doğu’nun eski patrikhaneleri tarafından da desteklenmiştir.

1619’da Kudüs Patriği Feofan, Moskova Patriği’nin atanma merasimine katılmak için Moskova’ya gelmiş, dönüş yolunda Kiev’de kilisenin restorasyonuna katkıda bulunmuştu. Bu, ikili ilişkilerin ne derecede önemsendiğini göstermektedir.[2] Büyük Petro’nun Kutsal Kabri Rusya’ya “aktarma” arzusunda olduğu da söylenmiştir.[3]

Çarların Doğu Akdeniz ve Kudüs Hayali: Osmanlı’yı Yıkmak

Ortadoğu, Büyük Petro’nun davasının varisi olarak bilinen II. Yekaterina’nın dış politika planlarında da son derece önemli bir yere sahipti. Bilindiği üzere II. Yekaterina “Doğu sisteminin büyük planı” adıyla Ortadoğu’ya ulaşmasında bir engel olarak gördüğü Osmanlı Devleti’ni yıkma tasarısı hazırlamıştı. Bu hedef için “Grek Projesi” adı altında bir plan geliştirmişti.[4] Benzer şekilde bu “Grek Projesi” geniş anlamda Ortodoks Doğu’da yeni bir Rus dış politikasıyla ilgiliydi. Bugün diplomatların “Petersburg-İstanbul-Kudüs” yolu hakkında dedikleri de adı geçen projenin emareleriyle alakalıdır.[5]

Rus Ortodoks Kilisesi ile Doğu Ortodoks patrikhaneleri arasındaki derin tarihi ilişki geleneğine dayanan dini-diplomatik ilişkiler de dâhil olmak üzere Rusya-Ortadoğu münasebetine dair devasa kaynak tabanı bulunmaktadır. Aşağıda Rusya İmparatorluğu Dış Politika Arşivi (АВПРИ) ve Rusya Federasyonu Devlet Arşivi’nin (ГАРФ) çok az veya tamamen kullanılmayan belgelerine bakacağız.

En önemli malzeme dizisi Dış Politika Arşivi’nde bulunmaktadır. Burada Kudüs’teki Başkonsolosluk ve Rus Din Misyonu, İmparatorluk Ortodoks Filistin Cemiyeti, Antakya ve diğer Doğu Patrikhanelerinin faaliyetleri ile ilgili önemli kaynaklar bulunmaktadır. Aynı zamanda İstanbul Büyükelçiliği, Beyrut Başkonsolosluğu ve Yafa Konsolosluğu’ndan alınan belgeleri içeren Filistin Komitesi (1859-1864), Dışişleri Bakanlığı Asya Departmanına bağlı Filistin Komisyonu (1864-1889) ve tarihi hakkında en eksiksiz materyalleri içeren İmparatorluk Ortodoks Filistin Topluluğu (РИППО) fonu özellikle ilgi çekicidir. Nikolay Nikolayeviç Lisovoy’un 19. yüzyıl ve 20. yüzyıl başlarında Kutsal Topraklardaki Rus Manevi Varlığı isimli kitabında yayınlanan belgeler seti bu anlamda bir kaynak çalışma eseri olarak çok değerlidir.

1.Aşama: Müslümanların Elindeki Kudüs

Kudüs üzerine çalışmaların gelişimini üç aşamaya ayırdığımızda ilk aşama, her şeyden önce, Ortodoks Doğu’yu kişisel olarak ziyaret eden ve Rus toplumunu tanıtan yazarların, tarihçilerin ve diplomatların eserlerini içerir.

Kutsal Topraklara yapılan Rus haccının bilinen en erken kaydı 1106-1107’de manastır maiyetiyle birlikte yola çıkan Rus manastırının Başrahibi Daniel’in anılarıdır.[6] Andrey Muravyev’in 1830’da Kutsal Yerlere Yolculuk, St. Petersburg, 1832 (Путешествие к святым местам в 1830) eseri bu anlamda önemli bir yere sahiptir. 19. yüzyılın ilk yarısında Doğu araştırmalarına yönelik değerli bir diğer katkı Beyrut’taki Başkonsolos Konstantin Mihayloviç Bazili’nin kaleme aldığı Tarihsel ve Siyasi Olarak Türk Yönetimi Altında Suriye ve Filistin, Odessa, 1862 (Сирия и Палестина под турецким правительством в историческом и политическом отношении) başlıklı çalışma olmuştur.

19.yüzyıl tarihçiliğinde, yazarları Ortodoks Doğu çalışmasında tanınmış uzmanlardan oluşan bir dizi kilise tarihi çalışması bulunmaktadır. Bu seride, her şeyden önce, Nikolay F. Kapterev’in Kudüs Patriklerinin Rus Hükümeti ile İlişkileri: 16. Yüzyılın Yarısından 18. Yüzyılın Sonuna Kadar, St. Petersburg, 1985 (Сношения Иерусалимских Патриархов с русским правительством. С половины XVI до конца XVIII столетия) başlıklı çalışmasını belirtmek gerekir. Burada yazar, Dışişleri Bakanlığı Arşivi’ndeki materyali kullanarak Rusya ile Doğu Patrikhaneleri arasındaki kiliseler arası ilişkilerin resmini yeniden oluşturuyor.

2.Aşama: İngiliz İşgali ve Sonrasındaki Kudüs

Kudüs üzerine yapılan çalışmaların 1917’den 1980’lerin sonuna kadar süren ikinci aşamasında Rus kaynaklarında Kudüs’e yüklenen anlamların farklılık arz ettiğini görmekteyiz. Bu dönemde Rusya’nın Doğu Patrikhaneleri ile kiliseler arası ilişkileri, Rus dış politikası araştırmacılarının dikkatini çekmedi. Böylece, Kırım Savaşı arifesinde Rusya’nın dış politikasının sorunları esas olarak askeri-diplomatik çatışmanın gelişimi açısından incelendi. Kilise tarihinin eserlerinden, 1959’da doğrudan Kudüs’teki Rus Kilise Misyonu Arşivlerinden alınan ve ilk olarak bilimsel dolaşıma giren materyaller temelinde yazılan Boris Georgieviç Rotov’un Kudüs’teki Rus Manevi Misyonunun Tarihi, 1997 (История Русской Духовной Миссии в Иерусалиме) monografisi dikkat çekicidir.

3.Aşama: “Rus Filistini” İçin Tarihin Araştırılması veya İnşası

Durum 1980’lerin sonundan bu yana önemli ölçüde değişti. Rus tarihçiliğinin gelişiminde 20. yüzyıl, Ortadoğu’daki dini ve siyasi Rus varlığı üzerine çalışmaların ortaya çıkmaya başladığı dönemdir. Nikolay Nikolayeviç Lisovoy’un Kutsal Topraklar ve Orta Doğu’daki Rus Manevi Varlığının Tarihi Üzerine, Moskova, 2000, (К истории русского духовного присутствия в Святой Земле и на Ближнем Востоке) başlıklı çalışması bu yüzyıla ait temel kaynaklardan biridir.

Filistin araştırmalarında Rusya’nın dini ve siyasi varlığına yönelik en büyük katkı, N.N. Lisovoy’un 19. yüzyıl ve 20. yüzyılın başlarında Kutsal Topraklarda ve Orta Doğu’da Rus Manevi ve Siyasi Varlığı (Русское духовное и политическое присутствие в Святой Земле и на Ближнем Востоке в XIX – начале XX в.) isimli çalışmasıyla yapılmıştır. Hıristiyanlığın 2000. yıldönümünde, Rus tarihçiliğinde ilk kez, Eski Rus zamanından günümüze Filistin’deki Rus siyasi, manevi, kültürel ve insani varlığının çok yönlü tarihi bu çalışmayla ortaya koyuldu. Bu eserde dikkat çekilmesi istenen ana mesele, Kutsal Topraklardaki tapınakların, manastırların, hac barınaklarının ve arsaların altyapısı olan “Rus Filistini”nin (Русской Палестины) oluşturulma tarihidir. Bu hususta yazılan çalışmalar arsında Yamilineç Boris Fedoroviç’in Rusya ve Filistin. Siyasi ve kültürel-dini ilişkiler üzerine yazılar, XIX – XX yüzyılın başları, Moskova, 2003 (Россия н Палестина. Очерк политических и культурно религиозных отношений, XIX – начало XX века) eseri ve Yakuşev Mihail İliyiç’in Kırım Savaşı arifesinde Rus İmparatorluğu’nun dış politikasının odağında Kudüs Patrikhanesi ve Filistin’in kutsal yerleri, Moskova, 2003 (Иерусалимский Патриархат л святыни Палестины в фокусе внешней политики Российской Империи накануне Крымской войны) eseri ilgili araştırmalara yönelik önde gelen kaynaklar arsında yer almaktadır. Bu eserlerin müellifleri, Rusya’nın Dış Politika Arşivi’nin (АВПРИ) yayınlanmamış materyallerine dayanarak, Kırım Savaşı’nın nedenlerini sadece diplomatik değil aynı zamanda dini yönüyle de dikkate alarak analiz etmişlerdir.

Araştırmacıları Bekleyen Birinci El Kaynaklar

Osmanlı İmparatorluğu’nun Asya topraklarındaki Suriye ve Filistin gibi bölgelerinde Rus temsilcilerin kilise kanalları ve insani eğitim programları kullanılarak gerçekleştirilen dini ve diplomatik faaliyetlerinin tarihinin kapsamlı bir analizini ele alan son yüzyılın en önemli kaynaklarından birini Irina Yurievna Smirnova ortaya koymuştur. Bu eser, Rusya’nın Kudüs ve Antakya Patrikhaneleri ile kilise-diplomatik ilişkileri, Moskova, 2009 tarihli bir doktora çalışmasıdır. (Церковно-дипломатические отношения России с иерусалимским и Aнтиохийским патриархатами: вторая треть XIX в.). Bu çalışmada yer alan arşiv materyalleri bu alandaki en önemli ve daha önce keşfedilmemiş kaynaklardan biri olan Rusya Devlet Kütüphanesi Doğu Araştırmaları’nın El Yazmaları Bölümünde (ОР РГБ) yer alan Andrey Nikolayeviç Muravyev fonundadır. Adı geçen bu arşiv kaynağı, Doğu Hristiyan Patriklerinin Rus Kutsal Sinodu’na ve Rus imparatorlarına mektupları, Rus Ortodoks Kilise hiyerarşilerinin mektupları, diplomatik raporlar, kişisel yazışmalar, kiliseler arası temas kurmanın yollarını analiz etmemize izin veriyor.

Son on yıl içerisinde Moskova Devlet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (МГИМО) Ortadoğu ve Afrika Araştırmaları Merkezi Direktörü Andrey Vasileviç Fedorçenko’nun özellikle Kudüs ekonomisiyle ilgili şimdiye kadar ortaya çıkarılan konuların aydınlatılmasına büyük katkı sağlamıştır.

Moskova Devlet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (МГИМО)

İçinde bulunduğumuz yıl içerisinde yine aynı enstitü tarafından yayımlanan A.V. Krılov, V.M. Morozov, A.V. Fedorçenko tarafından kaleme alınan Kudüs: Tarih, Demografi, Ekonomi ve Kutsal Şehre Yönelik Rus Politikası, 2022 (Иерусалим: история, демография, экономика и политика России в отношении Святого города) monografisi hem Rusya’da hem de yabancı araştırmacılar tarafından büyük ilgi görmüştür. Bu çalışma, Kutsal Şehir’in asırlık tarihinin ve topraklarında bulunan Ortodoksluk için kutsal yerlerin yeniden inşasına adanmıştır. Bu eserin müellifleri Kudüs’ü şöyle tarif ediyorlar;

“Bu şehirde ilahi olan ve dünyevi olan birbiriyle o kadar iç içedir ki dünyevi kibir dünyasını ilahi huzur dünyasından ayıran o görünmez çizgiyi hissetmek mümkün değildir. Kimse, Kudüs hakkında bu şehri ziyaret etmediyseniz, o zaman hiçbir yere gitmemişsinizdir demez. Kudüs sadece görmekle kalmamalı, bu büyük şehir yaşanmalıdır.”

Rusya’nın Kutsal Topraklardaki bir buçuk asırlık çalışmalarının ana sonucu, Rus Filistini’nin oluşturulması ve korunmasıdır. Bununla beraber belki de en önemlisi, Kutsal Topraklara giden on binlerce Rus Ortodoks hacı ile ilişkilendirilen ve çok fazla üzerinde durulmayan manevi katkıdır.

Diyebiliriz ki, Rus Ortodoks Kilisesi ile Doğu Ortodoks patrikhaneleri arasındaki derin bir tarihi ilişki geleneğine dayanan dini-diplomatik ilişkiler de dâhil olmak üzere Rusya-Ortadoğu ilişkilerinin devasa kaynak tabanı, Rus yazarların tecrübelerine dayanarak hala araştırmacıları beklemektedir.

[1] S.İ. Ponomaryov, Rus edebiyatı, bilimi, resmi ve çevirilerinde Kudüs ve Filistin, St. Petersburg, 1877.

[2] N.F. Kapterev, 16. ve 17. yüzyıllarda Rusya’nın Ortodoks Doğu ile ilişkilerinin doğası, Moskova, 1885.

[3] S.İ. Ponomarev, Rus edebiyatında, biliminde, resminde ve çevirilerinde Kudüs ve Filistin, St.Petersburg, 1877.

[4] Akdes Nimet Kurat, Türkiye ve Rusya, s. 32.

[5] Nikolay Nikolayeviç Lisovoy, Kutsa Topraklarda Rusya. Belgeler ve Kaynaklar, cilt 1, s. 79.

[6] Daniila’nın Hayatı ve Yolculuğu, Başrahibin Rus Toprakları, 1106-1108, ed. Mihail Alekseyeviç Venevitinova, Ortodoks Filistin koleksiyonu, cilt 1, St. Petersburg, 1883.

spot_img

Yazılarımız ve gelişmelerden haberdar olmak için mail bültenimize abone olun.