Kolombiya E. Devlet Başkanı Andrés Pastrana Arango, KASAM’ın iftar yemeğinde Türk iş dünyasından isimler ve akademisyenlerle bir araya geldi. Toplantıya Yusuf Cevahir’in başkanlığında Karadeniz Vakfı ev sahipliği yaptı. Katılımcılar, Kolombiya siyasetinde önemli bir aileden gelen A. P. Arango’dan ülkenin siyasi hayatında yaşanan gelişmeleri dinlediler. Eski Devlet Başkanı, ülkesinde uyuşturucuyla mücadelenin geçtiği safhalardan siyasi düzenin yapısına dair pek çok şey anlattı.
Arango ülkesindeki siyasi yapıyı şöyle özetledi:
“Kolombiya’da iki partili sistem var. Bunlar Liberaller ve Muhafazakarlardan oluşuyor. 1940’larda Kolombiya siyasi bölünmüşlük vardı. Bu neredeyse iç savaşa kadar gidiyordu. Kolombiya daha sonra 1950’li yıllarda Milli Cephe grubunu kurdu. Bu yeni bir sistem getirdi. Bu sisteme göre Muhafazakârlar ve Liberaller ülkeyi dörder yıl dönüşümlü olarak yönetmeye başladı. Kolombiya’da bir şehri liberaller yönetiyorsa diğer şehri muhafazakârlar yönetir. Böyle bir yapı var.”
Gazetecilikten Belediye Başkanlığına
Andrés Pastrana Arango, bir zamanlar gazeteci olduğunu dile getirirken başkent Bogota’nın ilk seçilmiş belediye başkanı olduğunu ifade etti. Seçilme oranı %75 gibi yüksek bir rakamdı. Kendisi seçimle gelmenin önemli olduğuna inanıyor. Bogota’da birçok altyapı çalışmasına imza attıklarını söylüyor.
Arango, 1991 yılında Senato’da sandalye kazandı. Daha sonra kendi partisini kurdu. Başkanlık için Senato’da aday olurken 18 bin oy farkla kaybetti. Bunun sebebini Kolombiya’daki kartellerin karşı tarafı destekleyişine ve parayla seçmen satın aldığına bağlıyor.
1998 senesinde tekrar adaylık için yarışa girmeye hazırlandı. Ancak anketlerde çıkan sonuçlara bakılırsa seçmenin büyük oranda Arango’ya karşı olduğu görülmüştü. Anket sorularını yanıltıcı bulan Arango yeni anketlerle seçmen davranışını görmek istedi ve nihayet seçimlere katıldı. Seçimlerde ilk safhayı geçtikten sonra ikinci safhada yüksek oy alarak devlet başkanı oldu.
Kokainin Vatanında Uyuşturucuyla Mücadele
Başkan Arango, en büyük mücadelesini uyuşturucuya karşı yürüttü. Devlet başkanlığı döneminde 180 bin hektarlık kokain üretim arazilerini 40 bin hektara kadar düşüren politikaları yönetti. Bu minvalde Başkan Clinton ile görüştü ve ABD’den destek ayarladı. Ancak sonraki başkanlar döneminde bu araziler tekrar üretime açıldı ve kokain bahçeleri büyüyerek yüzbinlerce hektara çıktı.
Başkan Arango’nun “Kolombiya Planı” olarak isimlendirdiği kokainle mücadele politikası, eskiden Malezya’da uygulanan bir stratejiye benziyordu. Üretimi yasaklanan bir madde yerine çiftçiyi mağdur etmemek için palmiye üretimine geçiş teşvik edilmişti. Böylece Kolombiya’da palmiye üretimi arttı.
Arango’nun başkan olmadan önce uyuşturucuyla mücadele ettiği günlerde meşhur uyuşturucu baronu Pablo Escobar tarafından kaçırıldığı biliniyor. Arango bu olayın ayrıntılarını bile daha dün yaşanmış gibi hatırlayarak anlatıyor.
Türkiye’nin Mücadeleye Desteği Önemli
Kolombiya E. Devlet Başkanı A. P. Arango, iyi bir politikanın sürdürülemediği durumda geriye dönüşün kaçınılmaz olduğuna dikkat çekiyor. Kokainin Güney Amerika’dan Kuzey Amerika’ya çıkışı ve buradan Kuzey Afrika’ya ulaşıp Akdeniz pazarından Avrupa şehirlerine dağıtıldığına atıf yapıyor. Bu yolculukta kokainin fiyatı giderek artıyor.
Arango, 2000 senesinde Kolombiya Başkanı olarak AB’de yaptığı bir konuşmada bu kokain trafiğiyle mücadeleyi gündeme getirdiğine dikkat çekiyor. Ancak Avrupalıların bunu ciddiye almadığını, “bu Amerikalıların meselesidir” dediklerini ve bugün gelinen noktada uyuşturucu mağduru olduklarını hatırlatıyor. Aynı şekilde Türkiye’nin de bu alandaki mücadelesinin çok önemli olduğuna atıf yapıyor.
Kolombiyalı liderin ifadesine göre, Türkiye Akdeniz’deki güvenlik merkezli gelişmelerde önemli bir ülke olarak öne çıkıyor. Latin Amerika’dan Doğu Akdeniz’e uzanan uyuşturucu trafik hattında konumu itibariyle önem arz ediyor.
