GÜNÜMÜZDE YAYGIN OLARAK KULLANILAN ANTİDİYABETİK İLAÇLARIN ANTİMİKROBİYAL AKTİVİTELERİNİN ARAŞTIRILMASI

Fatmagül MEMİŞ (Ordu Üniversitesi, Moleküler Biyoloji ve Genetik Yüksek Lisans Öğrencisi)

Diyabet (Diabetes mellitus), insülinin eksikliği ya da insüline direnç ile oluşan hiperglisemi ile kendini belli eden karbonhidrat, yağ ve protein metabolizma bozuklukları ile karakterize bir hastalıktır. Diyabetin kronik hiperglisemisi, çeşitli organların, özellikle gözlerin, böbreklerin, sinirlerin, kalbin ve kan damarlarının uzun süreli hasarı, işlev bozukluğu ve yetmezliği ile ilişkilidir. Bugün için diyabet birçok gelişmiş yeni endüstrileşmekte olan ülkeler için epidemik bir hastalık olarak kabul edilmektedir (Özdemir ve Hocaoğlu 2009).

Diyabet klinik olarak 4 farklı sınıfta incelenmektedir. Bu deneyde kullanılan ticari ilaçlar genellikle TİP 2 Diyabette kullanılmaktadır. Bu nedenle bu yazıda TİP 2 Diyabetin ne olduğu ve neden kaynaklandığı üzerinde durulmuştur. TİP 2 Diyabet erişkin toplumlarda en yaygın görülen metabolizma hastalığıdır. Genetik yatkınlığı olan bireyde çevresel faktörlerin etkisi ile başlayan, gelişiminde insülin direnci, beta hücresi fonksiyon bozukluğu ve hepatik glukoz üretimi artışı gibi üç ana metabolik bozukluk sorumludur. Tip 2 diyabetlilerin %80’inden fazlası obezdir; bu nedenle obezite ile insülin direnci arasında mutlak bir ilişki var diyebiliriz. Tip 2 diyabet orta-ileri yaş hastalığı olarak kabul edilmekte, dolayısıyla 40 yaş ve üstü grupta görülmekle birlikte, son yıllarda yaşam tarzı değişikliklerine bağlı olarak genç yaşlarda hatta çocuklarda da görülme sıklığı artmaktadır (Çubuk ve İnce 2015)

Antidiyabetik ilaçlar, diyabetli kişilerde kan şekeri düzeylerini stabilize etmek ve kontrol etmek için geliştirilmiş ilaçlardır. Bu ilaçlar diyabeti tedavi etmek için tasarlanmamıştır, ancak diyabet hastalarının durumlarını kontrol altında tutmalarına ve diyabet komplikasyonları riskini düşürmelerine yardımcı olurlar (Defronzo, Ferrannini ve ark 2015). Oral antidiyabetik ilaçlar, insüline bağımlı olmayan diyabetlilerde ve sadece diyet ile kan şekerleri kontrol edilemiyorsa kullanılırlar. Oral antidiyabetik ilaçlarla en iyi tedavi edilen hastalar diyabetin 40 yaşından sonra geliştiği ve 5 yıldan kısa süreli diyabetik hastalardır. Daha uzun süredir diyabetik olanların kan şekeri kontrolünü sağlayabilmek için insülin ve oral antidiyabetik ilaçların birlikte kullanılmaları gerekebilir. Oral antidiyabetik ilaçlar tip 1 diyabetin tedavisinde kullanılmamaktadır (Mycek ve ark 1998).

Disk difüzyon agar yöntemi, antibiyotiklerin belirli bir mikroorganizma üzerindeki etkinliğini test eder. Bir agar plakası önce bakterilerle yayılır, ardından üzerine kâğıt antibiyotik diskleri yerleştirilir. Bakterilerin daha sonra agar ortamı üzerinde büyümesine izin verilir ve ardından antibiyotiğin bunun üzerinde büyümesi ve etkisi gözlemlenir. Her antibiyotik diskinin etrafındaki boşluk miktarı, o antibiyotiğin söz konusu bakteriler üzerindeki ölümcüllüğünü gösterir (Web-1, 2022).

Şekil 1. Disk Difüzyon Agar Yöntemi

Şekil 2. Deneyde kullanılan ticari ilaçlar

Steril edilen besiyeri steril petri kutularına steril mezür ile 20 ml dağıtılacaktır. Taze kültürden elde edilen mikroorganizmalar çalışmaya başlanmadan önce Biyosan marka McFarland denstrometrisi ile besiyeri içerisindeki yoğunlukları bakteriler 0.5, funguslar için 1 değerinde tespit edilecektir. Katılaşan agar üzerine swap yöntemi ile 100 µl mikroorganizma boşluk kalmayacak şekilde en az 3 farklı yöne yayma plaka yapıldıktan sonra 30 dakika içinde diskler steril penset yardımıyla yerleştirilecek ardından 30 ml ekstrat yavaşça eklenecektir. Zon çaplarının etkilenmemesi için petriler bir süre yerinden oynatılmayacaktır. Ardından petriler organizmanın optimum geliştiği sıcaklıkta inkübe edilecektir (Bakteriler için 37 °C, funguslar için 25 °C).  Bakteriler için 1 gün, funguslar için 2 gün sonra zon çapları kumpas ile belirlenecektir. Elde edilen veriler SPSS programı ile analiz edilmiştir.

SONUÇ-TARTIŞMA

Kullanılan seyreltilmiş ticari ilaçların ekstratlarının anbakteriyel ve antifungal etkileri farklı test mikoorganizmaları üzerinde farklı etki yaptığı kaydedilmiştir. Citrobacter freundii, Listeria monocytogenes ve Enterococcus faecalis üzerinde ticari ilaçlar hiçbir etki göstermemiştir. En yüksek değerler standart antibiyotikli sonuçlarla alınmıştır. Mikroorganizmalarda ise Proteus vulgaris en yüksek sonucu vermiştir. Normalliğe bakıldığında Proteus vulgaris, Salmonella enterica subsp. enterica, Citrobacter freundii, Listeria monocytogenes, Enterococcus faecalis ve Candida albicans için sağlanmış. Diğer organizmalar ise çarpıklık-basıklık değerleri incelendiğinde ±2.0 değerlerine göre normallik sağlanmışlardır.

Tablo 1.’de ki sonuçlara bakıldığında Proteus vulgaris’in en yüksek sonucu verdiği bu mikroorganizmayı sırasıyla Micrococcus luteus ve Salmonella enterica subsp. enterica’nın sonuçlarının takip ettiği gözlenmiştir. Ayrıca Tukey Testi de bu sonucu desteklemiştir.

Tablo 2. Organizma Tukey testi sonuçları.

Şekil 2. Numune ortalama değeri grafiği.

         

                                         Şekil 3. Numune ortalama değeri grafiği.

Elde edilen sonuçlara göre mikroorganizmalar üzerinde sırasıyla Naglid> Diomicron 5> Glifor> Novartis = Dropia (Şekil 3) şeklinde etki göstermiştir.

Bu çalışma 7.ULUSLARARASI 19 MAYIS YENİLİKÇİ BİLİMSEL YAKLAŞIMLAR KONGRESİ’nde sunulmuştur.

KAYNAKÇA

  1. Özdemir İ. ve Hocaoğlu Ç., 2009. Tip 2 diabetes mellitus ve yaşam kalitesi: Bir gözden geçirme. Göztepe Tıp Dergisi 24(2):73-78.
  2. DeFronzo, R., Ferrannini, E., Groop, L. et al. Type 2 diabetes mellitus. Nat Rev Dis Primers 1, 15019 (2015).
  3. WEB_1 (2022). Disk difüzyon testi, Disk difüzyon testi (wikijtr.icu)
  4. Çubuk G. ve İnce S., 2015. Oral Antidiyabetik İlaçlar. Kocatepe Veterinary Journal (2015) 8(1): 95-102.

 

 

 

spot_img

Yazılarımız ve gelişmelerden haberdar olmak için mail bültenimize abone olun.