“Türk dizileri Rusya’dan Çin’e, Kore’den Latin Amerika’ya 700 milyondan fazla izleyicinin ilgisiyle karşılaşıyor. Diziler Türkiye’nin tanıtımına, ihracatına, turizmine ve ekonomisine önemli katkılar sağlıyor.”
KASAM akademik kurul üyesi Doç. Dr. Faik Tanrıkulu’nun TRT Almanca’da yayınlanan yazısını aşağıda Türkçe olarak takdim ediyoruz.
Fransız İhtilali sonrası milliyetçilik akımı başta Avrupa olmak üzere dünyada etkisini göstermişti. Aynı zamanda bu gelişmeler çok uluslu imparatorlukların çöküşüne de zemin hazırlamıştı. 20. yüzyılın başları ulus hareketlerin hızlandığı ve birçok imparatorlukların çözülmeye başladığı dönem. Monarşilerin çözülmesiyle birçok ulus devletler ortaya çıkmıştı. Her ne kadar ulus devletlerin oluşmasıyla sınırlar çizildiyse de ülkeler geçmişten ve tarihten bağımsız değil. Bu nokta da Türkiye’nin tarihi ve coğrafyası ile Osmanlı imparatorluğun bakiyesi olan topraklarda geçmişin izlerini görmek mümkün. Resmi sınırların ötesinde Türkiye başta Balkanlar, Ortadoğu, Kafkaslar ve Afrika bölgelerinde kültür, din ve sosyal hayatlarda birçok ortak payda görülecektir.
Türkiye dış politikası 2000’li yılların başından günümüze sosyal, ekonomik ve siyasi dönüşüm yaşamakta. Ankara başta TİKA, YTB, Maarif, Kızılay ve Yunus Emre Enstitüsü gibi kamu kurum ve kuruluşlarıyla dünyanın birçok noktasında gerek eğitim, sağlık, insani yardım, kültürel etkinlikler ve diziler yoluyla yumuşak güç unsurunu farklı yollarla gösteriyor. Yumuşak güç kapsamında açılan kurumların dışında kültür politikaları olarak kabul edilen Türk dizilerini ayrıca değerlendirmek gerekir.
Türk Dizilerin Serüveni
Türk dizilerinin yerel pazardan küresel boyuta ulaşması Türkiye açısından önemli bir başarı hikâyesidir. Dizilerin uluslararası piyasa ulaşması ile ilgili farklı tarihler söylenmesine rağmen 2000’li yılların başında Deli Yürek dizisinin Orta Asya ülkelerine ihracatı başlangıç tarihi kabul ediliyor. Aynı şekilde 2007 tarihindeki Gümüş dizisi ise Ortadoğu ülkelerinde talep patlaması yaşanması Türk dizileri için bir başka dönüm noktasıdır.
Gümüş dizisi Türkiye’de beklenilen ilgi görmediyse de Ortadoğu’da yoğun talep görmüştür. Sadece 2007 yılında yayınlanan dizi 85 milyon Arap izleyicisine ulaştı. Hatta Ürdün’de bir seyahat acentesi düzenledikleri seyahatlerde dizinin çekildiği yalıyı tura ilave edince talebin %25 arttığı görülmüştür. Benzer şekilde yalıyı 2011 yılına kadar 30 bin turist 50 dolar giriş ücreti ödeyerek ziyaret etmişti. Türk dizilerini ihraç eden Suriye asıllı Sama Art prodüksiyon şirketi sahibi Adeeb Khair; Türk dizilerin saatini 600 veya 700 dolar gibi ücret karşılığında telif haklarını alabildiğini, ancak günümüzde 40 bin dolardan aşağı yayın haklarına sahip olunamayacağını bildiriyor.
Aynı zamanda Ihlamurlar Altında isimli dizi ise 67 milyon kişi tarafından seyredildi. Bölgelerde seyredilen toplam Türk dizi sayısının yaklaşık 50’e ulaştığı görülüyor. Öyle ki araştırmalar incelendiğinde sadece Ürdün’de halkın %83’ünün bu dizileri seyretmişti.
Dünyada İkinci Büyük Dizi İhracatçısı: Ulusal Pazardan Küresel Pazara
Başlangıçta tarih ve kültürel yakınlığı olan bölgelerde Türkiye dizilerine ilgiyle başlayan süreç, zamanla farklı coğrafyalara yayılmıştır. Bu bölgelerin dışında 2014 yılında Şili Mega kanalında Binbir Gece dizisinin gösterime girmesiyle Türk dizileri Latin Amerika bölgesine adım atmış oldu. Böylece 2014 yılından sonra Türk dizileri Latin Amerika ve İspanya kanallarında da yoğun gösterime başlamıştır. Hali hazırda o bölgenin TV kanallarında 51 Türk dizisi yayını sürdürüyor. Benzer şekilde İspanyol kanalında 2018’de Fatmagül’ün Suçu Ne dizisi en çok seyredilen dizi konumuna geldi.
İstanbul Ticaret Odası, 2008 yılında 100 bin dolar olan dizi ihracatının 2017 yılında 300 milyon dolara ulaştığını, 2023 yılı için hedefin en az bir milyar dolar olduğunu açıkladı. Hali hazırda Türk dizileri dünyada 150’nin üzerinde ülkeye ihraç ediliyor.
Türk dizilerinin yurtdışındaki basın organları tarafından ne şekilde yansıtıldığı hususunda araştırma yapılmıştır. Buna göre haberlerin %76,19’unda dizilerin büyük bir beğeni kazandığı, %46’sında ise, dizilerin Türkiye için önemli ihracat geliri sağladığını açıklıyor. Aynı zamanda haberlerin %28’inin de dizilerin Türkiye’nin turizm gelirlerini artırma potansiyeline dikkat çekiyor. Özarslan yaptığı çalışma da Türkiye dışında dizilerle ilgili yapılan uluslararası haberlerin gerek ülkenin imajına gerekse ülke ekonomisine yapacağı katkılar konusunda içeriklerin yapıldığını bildirmiştir. Tam bu noktada Türk dizileri 2007 itibarıyla gerek Türkiye’de gerekse yurtdışında dizilerle ilgili haberlerin arttığı görülmektedir. Öncesinde sinema filmleri, diziler, eğlence ve yarışma programları daha çok yurtdışından ithal ediliyordu.
Dizilerin doğrudan ekonomiye katkısını ölçmek her ne kadar kolay olmasa da dolaylı olarak ticari ilişkilere, ev satın almalara ve turizmi canlandırma da etkili rol aldığı düşünülmektedir. Bunun yanında, Türk dizileri sayesinde farklı coğrafyalarda Türk ürünlerine de talep arttığı görülmektedir. Zira dizi oyuncularının ismini taşıyan parfümler Ortadoğu’da satış rekoru kırmasına buna örnek verilebilir. Hatta Türk dizilerinin ulaştığı başarılar Avrupa ve ABD basınının ilgisini çekerek uluslararası kanallar tarafından haberler yapılıyor. İsveç ve İspanya’da Son isimli Türk dizisi İsveç tarihinde en çok izlenen dizi olmayı başardı.
Dizilerin Ticarete ve İkili İlişkilere Etkisi
Türk dizilerinin yayılmasından sonra Türkiye’nin geçmiş tarihi bağları olan ülkelerde Türk kültürüne ve Türkçe öğretimi yapan kurslara gidenlerin sayısı azımsanmayacak düzeyde artmıştır.
Türk dizileri kültürel ilişkilerin geliştirmesi ve ülkeler arasındaki bağları güçlendirmesinin dışında milyonlarca dolar harcayarak yaptırılacak tanıtım kampanyalarını diziler aracılığıyla ücretsiz yapabilmektedir. Dizilerin etkisiyle uluslararası medyada Türkiye hakkında olumlu haberlerin yaygınlaştığı görülmektedir. Ayrıca bilimsel çalışmalar dizilerin gösterime girdiği ülkelerde yerli halkın Türkiye’yi ziyaret etmeye karar vermesinde etkili olduğu anlaşılmaktadır. Özellikle dizi çekimlerinin yapıldığı bölgeye ve mekânlara ziyaretler artmıştır. Öte taraftan, dizilerin yaygın olduğu bölgelerle ticari ilişkiler ivme kazanmıştır. Bilhassa Ortadoğu’ya yapılan ihracatın iki kat artış göstermesi dizilerin dolaylı etkisini göstermektedir. Buna benzer durumu 2014 sonrası dizilerin gösterime girmeye başladığı Latin Amerika ülkelerinde görülmektedir. Zira Türkiye´nin ticaretinin düşük olduğu o ülkelerde diziler sayesinde ihracat son yıllarda 3 kat artış göstermiştir.
Türk dizileri Türkiye’nin tanıtımına, ihracatına, turizmine ve ekonomisine tahmin edilenden fazla katkı yapmıştır. Türkiye´nin son 20 yılda ABD’den sonra dünyada en büyük dizi ihracatçısı olmayı başarması bunun göstergesidir.
Yazının TRT Almanca versiyonu:
Yazarın Anadolu Ajansı’na verdiği mülakat:
Türk dizileri uluslararası kültürel köprü kuruyor (aa.com.tr)